fbpx

Leke Nedir? Nasıl Oluşur? Lekeden kurtulmak mümkün müdür?

Lekelenme; Derimizin içeriden veya dışarıdan gelen tetikleyici uyaranlara verdiği bir cevaptır. Korunmak ve altındaki dokuları korumak için bu fiziksel olarak yararlı tepkiyi vermekte olsa da sonuç kozmetik olarak beğenilmediği için leke ve düzensiz cilt gürünümü olarak kabul edilir ve tedavi edilmeye çalışılır.

Lekeye sebep olan dış faktörler:

• Şiddetli güneş ışınları ve buna bağlı DNA hasarları

• Kronik sürtünme ve sivilcelerin yada aknelerin sıkılması gibi mekanik uyarılar,

• Kullanılan parfümler, özensiz hazırlanmış fomülleri nedeniyle bazı cilt bakım ürünleri ve güneş koruyucular. Cilde sürtünen kolye ve takılar,

• Cildin erozyonuna yol açan ısısal ve kimyasal yanıklar olabilir.

İçeriden gelen leke tetikleyici faktörler ise:

• Vücudumuzun ürettiği bazı hormonlar ya da atmaya çalıştığı toksik maddeler,

• Kullanılan ilaçlar da içeriden lekelenmeye yol açabilirler.

Leke tedavisine başlamadan önce hasta çok iyi sorgulanıp lekenin nedeni iyi anlaşılmalı, böylece doğru tedaviye uygun seçimler yapılmalıdır.

Yeni dermatolojik anlayışa göre “Leke tedavisi” yumuşak ama etkili olmalı. Lekeyi tetikleyici olmamalıdır:

Leke tedavisinde tetikleyici agressif yaklaşımlar yerine daha yumuşak ama etkili yöntem ve formüller kullanmak gerekir. Yumuşak ama etkili formüllerle yapılan uygulamalar sayesinde leke tedavisi lekeyi tetiklemeden aksine lekeleri azaltmak ve yenilerinin oluşmasını önlemek için yaz dahil dört mevsim yapılabilmektedir.

Leke Tedavisinde yenilikler:

Yeni pigment üretimini azaltan leke açıcı serumlar ve kremler sayesinde artık yazın bile leke tedavisi başarıyla yapılabilmekte ve yeni leke oluşumunun tetiklenmesi önlenebilmektedir.

• Leke açıcı fomüller içinde öncelikle: DNA hasarının onarılmasını sağlayan etken maddeler düşünülmelidir. Çünkü DNA hasarı, melanin üreten hücrelerin kontrol mekanizmasını bozarak aşırı melanin üretimine ve lekelenmeye yol açar,

• Daha sonra melanin pigmenti oluşumunu engelleyen etken maddeler kullanılmalı,

• Melanin üretimini tetiklemeyi önlemek için Güçlü anti-oksidanlar değerlendirilmelidir.

Ancak bu leke açıcı etken madde içeren formüllerin yanısıra mutlaka, UV hasarlarına bağlı leke oluşumunu önlemek için güneş koruyucular kullanılmalıdır Güneş koruyucular ise, başka bir başlık altında incelenecek kadar ayrı bir öneme sahiptir.

Lekeye Çözüm arayışında kullanılanılan yeni anti-pigment ajanlar:

1.DNA Onarımını artıran maddeler:

Karboksi alkil ester (Carboxy alkyl ester): Gerek ağızdan alınarak gerekse formülünde karboksi alkil ester (AC-12) ve ipek proteini kompleksi bulunan cilt bakım ürünlerinin cilde uygulanması ile lekeye karşı kullanılır.

Formülünde karboksi alkil ester (AC-12) içeren cilt bakım ürünleri ile güneş koruyucular hem lekeden korunmada etkinliği artırır hem de lekenin açılmasına yardım eder. Leke üretmeye dönük hasarlı DNA dizinlerinin melanositlerde onarımını artırdığı ölçüde de lekelerin yeniden ortaya çıkmasını önler. İpek proteini (sericin) ise deri üzerinde bir ince film tabakası oluşturarak UV ışınlarını filtre ederek ultra viole hasarlarının baştan azaltılmasını sağlar.

2.Pigment üretimini azaltan maddeler

Treneksamik asit ( tranexamic acid ): UV ışınlarının epidermisde hasar yaratıp, leke oluşumunu tetiklemesini önler. Traneksamik asit bu çok özel etkinliği: UV ışınları keratinositleri uyardığında, keratinositlerden melanin pigmenti oluşumunu tetikleyen hormonların salınmasını önleyerek yapar. Aslında bu renklenme/koyulaşma tepkisi: Cildin, kendisini ve altındaki vücut dokularını korumak için verdiği koruyucu bir tepkidir. Traneksamik asit epidermisden daha derinlere doğru yönelen bu tetikleyici uyarıyı baskılayarak aşırı melanin üretimini ve lekelenmeyi önler.

Laktoferrin: Koyu renkli bir leke pigmenti olan melaninin üretimi, zincirleme reaksiyonların sonunda tamamlanır. Bu aşamaların gerçekleşmesi için bazı moleküller ortamda bulunmalıdır. Laktoferrin bu reaksiyonlarda anahtar görevi yapan demir iyonunu sıkıca bağlayarak reaksiyonun ilerlemesine engel olur. Pigment üretimi yavaşlar.

Amino etil fosfinik asit: Melanin üretimi sırasında gerekli diğer bir anahtar molekül olan çinkoyu bağlayarak melanin üretimini duraklatır. Ayrıca polimerleşmeyi bozar ve melaninin renklenmesini yavaşlatır.

Ferulik Asit: Melanin üreten enzim olan Tirozinaz ile rekabete girerek işlevini bozar. Melanin üretimini azaltarak lekenin rengini açmayı hedefler.

Niasinamid: Melanin pigmentinin epidermisdeki keratinosit denilen komşu hücrelere yayılmasını ve lekenin koyulaşarak genişlemesini önler.

Glabridin: Melanin üretiminde anahtar role sahip tirozinaz enziminin baskılanmasını sağlar ve serbest radikalleri de temizleyerek enflamasyonun ilerlemesini önler. Lekeye zemin oluşmasını azaltır.

Alfa Lipoik asit: Melanin üretimi için gereken bakır iyonunu bağlar. Melanin üretimi için gerekli enzimatik aktiviteyi ve dolayısı ile melanin sentezini bozar.

L-askorbik asit: C Vitamininin doğal formu olan (L-Askorbik asit) bir taraftan kolajen sentezini arttırarak, cildin yaşlanmasını geciktirmeye yardımcı olurken, diğer taraftan, ciltteki renk verici pigmentlerin sayısının artması durumunda (güneş, UV ışınları, yaşlılık, lazer uygulaması gibi sebeplerle) oluşan cilt lekelerinin giderilmesinde ve/veya oluşumunun önlenmesinde faydalıdır. Antioksidan özelliği sayesinde cilt için zararlı olan serbest radikaller ile savaşır, cildi UVA ve UVB ışınlarının oluşturduğu hasara karşı korumayı ve onarmayı destekler.

Askorbik asit, C vitamininin en biyoaktif formudur. L-askorbik asidin sadece bu formunun kolajen matrikste, kolajen sentezini uyardığı gösterilmiştir. L-askorbik asit ayrıca antioksidan özellik taşır. Hava kirliliği, sigara, UV gibi çevresel etkilerle oluşan serbest radikallerin nötralizasyonunu sağlar. Güneş, yaşlılık ve hamilelik gibi faktörlerin sebep olduğu cilt lekelerine karşı koruyucudur.

Tannik asit: Tannik Asit, birçok ağaç ve meyvenin kabuğunda ve özellikle Sequoya ağaçlarının kabuklarında bulunur. Sequoya ağaçları dünyadaki en yaşayan eski ağaçlar olduğundan, bir çeşit yaşayan fosil olarak kabul edilir.

Sequoya ağaçlarının kabuğunda bulunan zengin Tannik Asit, onları hastalıklardan, parazitlerden ve mantarlardan korur ve olağanüstü uzun ömrlü olmalarını açıklar. Ömrü 3.000 yılı aşan Sequoya ağaçları vardır. TA ayrıca, ağaç gövdesinin tamamında DNA mutasyonuna karşı koruyucu aktivitesi ile ağacın ömrünü uzatır. C, E vitamini ve tannik asit gibi polifenoller insan vücudu tarafından sentezlenemez. Bu nedenle dışarıdan destek için kullanmak gerekir.

Tannik Asit cilt tümörlerine karşı da etkilidir: Farelerde kimyasal olarak uyarılan ciltte tümörlerin% 66 oranında küçüldüğü görülmüştür. Tannik Asit, gelişmiş glikasyon son ürünlerinin oluşumunu engeller. Kabuktaki: Antifungal ve antibakteriyel aktivitelerin varlığı ile Sequoia’nın olağanüstü ömrü arasında bağlantı kurmak mümkündür. Özetle TA: morluklar ve kızarıklık, anti-aging, anti-kirlilik, serbest radikal koruması ve atılması, vazoproteksiyon ile pigmentasyonun düzenlenmesi gibi benzersiz topikal ve kozmetik avantajlar sunar.

Glycolic asit: Glikolik, Laktik ve meyve asitleri Alfa hidroksi asitler (AHA) grubunda yer almaktadır. Özellikle glikolik asit günümüzde tercih edilen en yaygın yüzeysel peeling ajanı olmaktadır. Alfa hidroksi asitler kolajen ve elsatin üretimini uyararak cilt dokusunun bir an önce iyileşmesini sağlamaktadır. Bazı gıdaların içeriğinde bulunan organik asitlerden meydana gelir. Bunların içinde en çok kullanılanı ise, şeker kamışından elde edilen glikolik asittir. Bir diğeri olan laktik asit ise sütün ekşimesiyle ortaya çıkan ekşimiş sütten temin edilir. Pirüvik asit ve Malik asit ise farklı meyvelerin içeriğinde bulunan doğal asitlerden elde edilir.

Tedavi esnasında glikolik asit kullanımı, derinin epidermis tabakasının kısmi olarak soyulmasını sağlanmakta ve hücrelerin kendilerini yenilemeleri ile cildin tazelenmesi hedeflenir. Glikolik asitle, kimyasal peeling yöntemi derin peeling yöntemlerine nispeten çok daha kontrollü bir şekilde cildi yeniler.

Dr.Yaman Er

Check our Latest products!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir